Safranbolu’nun Sakaralan köyünde tarım ile uğraşan Akmanoğulları ailesinin ferdi, üç kardeşten biri olan Hacı Mustafa Efendi (1837-1891) , Eyüpsultan ‘a yerleşmek düşüncesi ile İstanbul ‘a gelir . 1883 yılında Eyüpsultan camii ‘nin güney kapısının karşısındaki Sokollu Mehmet Paşa türbesinin olduğu cadde üzerinde , simit , çörek fırını açarak ticarete başlar. Oğlu Şakir Efendi de ( 1856 -1917) baba mesleği fırıncılığı devam ettirir. 1900 ‘ lerin başlarında, Eyüpsulan çarşısında çıkan büyük yangında , fırın dahil birçok bina ve işyeri yanar. Eski çarşıda yanan fırının yerine bugün de faaliyetini sürdürdüğü binayı satın alır.
Şakir Efendi ‘nin oğlu Mustafa efendi (1887-1966), 1917 yılında binada kapsamlı bir tadilat yapar. Fırın, Eyüpsultan camii ile arasında bulunan çarşı adasından dolayı “Arka Fırın” olarak anılmış , hatta , 1956 yılında adı geçen çarşı adası kamulaştırıldıktan sonra da uzun bir süre aynı isimle anılmıştır.
Mustafa efendi, 1935 yılında çıkan soyadı kanunu ile birlikte AKMANOĞLU soyadını alır . Aynı yıllarda Mustafa Akmanoğlu otobüs satın alarak şehir içi yolcu taşımacılığına başlayınca, fırının sorumluluğunu tamamen oğlu Hasan Akmanoğlu (1904-1990) alır. 1940 ‘lı yıllarda ikinci fırını Ankara’da almış , işletmesini de oğlu Ahmet Akman ‘a (1924-1994) vermiştir. Aynı yıllarda Akmanoğlu Fırınının işletmesini de diğer oğlu Mehmet Akman ‘a (1926-1977) devrederek, ailenin fırıncılık geleneğinin sürmesini sağlamıştır.
Mehmet Akman , dönemin şartlarına uygun , fırıncılığın devamlılığını sağlayacak şekilde ,fırına yatırımlar yapmış, modern fırıncılığa geçişi sağlamıştır. 1977 yılında vefatı ile , kardeşi Şakir Akman (D:1944) , mimarlık mesleğini bırakmış , Akmanoğlu Fırını ‘ nın sorumluluğunu üstlenerek , devamlılığını sağlamıştır. Şakir Akman fırının işletmesini , 1990 yılında Mehmet Akman’ın oğlu , Halit Akman ‘a (D:1965) devretmiş ve ailenin yüzyılı aşkın fırıncılık geleneğinin sürdürülmesini ve Eyüpsultan ‘ daki mevcudiyetin devamlılığını sağlamıştır.
Halit Akman , 1995 yılından itibaren Tatlıcı Rıza Gürsel ile başlayan “ Eyüp halkası “ imalatını devam ettirerek , Eyüpsultan ‘a has geleneksel lezzeti yaşatmış , yeni kuşakların bu lezzete ulaşmasını mümkün kılmıştır. Acıbadem kurabiyesi , Hindistan cevizli kurabiye, kandil simidi , bademli kurabiye , portakallı kurabiye gibi birçok geleneksel kurabiyeleri , Akmanoğlu Ekmeği (1883) , Rumeli Ekmeği , Antik buğday Kavılca Ekmeği ,Tahıllı Baton ekmeği gibi birçok özgün lezzetleride üretmeye başlamıştır.
Akmanoğlu fırını , ekmek ve kurabiye çeşitleri ve kendine özgü reçeteleriyle , geleneksel lezzetleri yaşatmaya çalışmakta, 1883 den beri aynı kalite anlayışıyla yeni lezzet arayışını sürdürmektedir…
Akmanoğlu Fırını 1980'ler
Akmanoğlu Fırını 1960'lar İç Görünüm Anı Taşı
1917 Yılında Yapılan Tadilat Anı Taşı
Hasan Akmanoğlu(Arka Sol) Reşadiye Mektebine Giderken 1916
Hasan Akmanoğlu 1946 Fırın Önü
Mustafa Akmanoğlu (1887 - 1966)
Mehmet Akman (1926 - 1977)